Nisan 29, 2009

Alfama..


Tüm açmazların ve içimi sıkan insanlarınla,
değersizliğinden bir an olsun şüphe etmediğim
geçmiş zaman anlarınla sen burda kal İstanbul.


ben gidiyorum..

Nisan 27, 2009

Bagatelle..

bana mı öyle geldi?
yoksa gerçekten öldün mü?

Nisan 26, 2009

restore



sonra gittik.
acelemiz yoktu
ama yine de çok sürmedi dağılmamız.
roman çizildi,
yere döküldü ve rüzgar hızla süpürdü yazı.
yaz ki ne yaz..
susuzluğumuz, açlığımız mezarlar boyu.

ilk aşklar alkışlarla sona erdi.

bak bu elimdeki;
15 yaş gençliğimde bir fotograf.
ve annemin saçları bir gecede beyaza vurmuş..

kandırma beni artık.
yorgunluğum, sakin denizler boyu yüzsem geçmez.
ah içime dert ne kırdıysam..

ne hırçındık, ne aptaldık, ne toyduk..
göremedik çocuktuk.

sonra yaşadık yine de pişman olduk.
güzelmişiz gibi sanki..

fotograflar çekildi ömür boyu.
kimse bilemedi acelesinin nedenini.
davranışlar, durumlar, senetler bozuldu.
kaçtık kurtulduk.
sokaklardan anlar kopardık, kitaplarımıza ayraç yaptık.
dönüştük, karşılaştık ve yüzler tükettik karşılaşmalar boyu.

dövüştük, devindik
değiştiğimize hiç inanmadık.

güzel foto için Serin Üçer' e teşekkürler..

hush now..

tüm hesaplar açık.
kimselerin olmadığı yerlere gitme arzularımız tavan.
gel gör ki mecalimiz yok ya da paramız..
olsun canımız çektikçe memnun diğer yanımız
sonra

-nasıl gidiyo?
-ite kaka..itiyosun gidiyo işte.

Nisan 10, 2009

tıynetini..

tüm hırsımı çıkardım işte.
araba kötü gözüküyodu yalnız:)

artık sokaklar tekin değil!

Nisan 07, 2009

denize gidelim..


bana* mı öyle geldi?
yoksa geçerken gülümsedin mi?

*ukte

foto: Muğla- Göltürkbükü-2008 sonbahar-soida

Nisan 05, 2009

aynı kara..



şimdi herkesin sonsuzdan geriye saydığı bir yerde
tek olduğunu iddia eden adamlar geçiyor yanımdan.

bilmiyorlar..

-kısa bir süre öncesinde-

tüm illegal yollarıyla bir şehir yıkılıyor arkamda.
önüm deniz, önüm falez, önüm yar.

kokusu geliyor burnuma dokunduğum herşeyin.
sonra sular çok çabuk akıyor..
ve çabuk silinmekte sureti hissiyat dediğinin, sakil.

-sonrasında-
önüm, arkam, solum, solum?
yanaklarım yanıyor ve geri bakamıyorum.

herhangi bir film castında akıyor yüzün,
henüz biterken salonu terk ediyorum.
çabuk siliyorum artık.

sarılmayı bıraktığım yalanlar bir yitik arazi.
para etmiyor günlerinin hiçbiri.

sorgu sual yok.
dikkat ettin mi?

sonraları bir perşembe, öğle sonrası
şehir sessiz,
akşam geliyor, sakin..

ve
henüz minibüs durağında ellerimin yaşlandığını farkederken ben..
vücudum yeknesak çalışır,
gözlerim aynı..
saçlarım hala uzun ama.

bir perşembe
senin yalnız uyandığın bi sabahın öğleden sonrasında
karşılaşırız umulmadık..

göreceğim son perşembe
bir' i geçer yanımdan.


sonra,
biri kaybolur.

biri düşer.
biri unutulur.