Kasım 27, 2008

Killing all the flies


-Mogwai-
kendime getiriyor beni.
öfkemi törpülüyor,
kirli fikirlerimi yıkıyor,
tüm kırmızılar anında maviye dönüyor
ve ben
uslu bir kız oluyorum.


in english: kill all the flies and fuck the system dude.

Kasım 26, 2008

tüm gölgelerin acelesi var


çok puslu günlerden bi gün..
bir memurun telsiz seslerine uyanıyor sokak,
her uyanık, bilincini süzüyor yatakta,
her uyanış, bilincimi süzüyor inatla.

anlamak var olanları, farketmek olmayanları.
uzak bir ıslık çınlatıyor duvarları.
ev pespaye, oda donuk.

biraz ışık, camdan içeri,

tozların dansı..imgelem.

bu baş ağrıları, ya bu saç ağırtıları..
uykular delik deşik,
uykulardan bilinç akıyor.
uykular delikli,
kör göz, akıyor bilinç.

sirenler çalıyor,
bitmek bilmiyor ağrılar.
ıslak sevdalılar, kuru, keskin ağrılar.
porselen donukluğunda bir sabah dışarda,

tüm gölgelerin acelesi var.

foto: bozcaada' ya geçerken
soida.

Kasım 24, 2008

gömlek

yaz sonu, sonbahar başı gibi..
erikler kırmızı olsun, komposto yap.
buzlukta soğusun ama.
şişmez bademciklerim artık, büyüdüm.
terketti egzamam, büyüdüm.

gazeteleri alıp gelirim, sen tak gözlüğünü boynuna.
demliği ben temizlerim.

romatizman azmasın, ellerin acımasın.
soba sönerken sıcak kalsın oda.
uykulara dalayım, vitrin koksun salon.

''gitmeyin'' de, biz oturalım.
arabalar çarpmasın hiç bana, ama sen nefesimi kontrol et, ben uyuyayım.
yeter ki eksik etme elini alnımdan.

arayabileyim, unuttuğum tarifler için,
açık tut telefonunu.

sigaranı ben alayım gelirken
ellerini bağlayıp oturunca balkona..
prens adalarını görüp de hani, gidelim en yakın zamanda.
konu komşu konuşalım,
okuldan, planlardan, aşklarımdan anlatayım akıl ver bana.
akşam olsun masa kuralım.
..
saçlarını kestirmeye gidelim,
ordan yakın oluyor bize geçelim.
ben maskarası olayım evin, hiç sorun değil.
gülümse her deliliğime, kahkahalar at yeter ki.

hep bir düğüm, yutağımda
hep dikenler yatağımda
yağış boyu,
yutkunamıyor ve yatamıyorum.
yadigar gidicem diyor engelleyemiyorum.
özlüyorum muntazaman, sıkılıyorum, annem de sıkılıyor.
yakıştıramıyoruz affet.

inan,
bizler, o vakit kaybettik her birimizi.

Kasım 23, 2008

şarap, peynir, mum..

seni uzaktan sevmek, aşkların en güzeli..

Kasım 21, 2008

n'aber ya?

susamışım.
uzun zaman olmuş, farkedemedim, özür dilerim.
şimdi biraz utandım.

yorulmadım,
anlam karmaşası
akabinde duygu karmaşası
ve dahilinde sanrılara karışıyorsun, görüntü..
sağaltma girişimlerimiz başarısız..

gezmediğim görmediğim yerlerde son buluyorsun,
7/24 anbean hatırlanıyor ve giderek unutuluyorsun.

en iyi fotografın henüz deklanşör ucunda.
görmüyorsun sadece bakıyorsun.

marlboronun kovboy sigarası olarak çıktığı günden bugüne
tüm paradigmalar kayıyor, sen bakıyorsun.
o zamanlar kış ayları kardan bahçeye çıkılmıyor.
yılbaşı, starda dansöz oynuyor, hbb 'en iyi tv' henüz açık,
ben sıkılıyorum.

günün birinde karşılaşıyoruz, sarılıyor ve uzaklaşıyoruz.
ikimiz hakkında en iyi dilekleri, olması gerekenleri kuruyoruz.
...
umursamıyorum son zamanlarda,
ağzımda kireç tadı bırakan sabahlara uyanıyorum.
pervasız kalmayı ve bira hamallığını, özlemişim.

huzura ramak kala, mutluyum.

Kasım 18, 2008

tuvçe..



hiç bir önemi yoktur gözümde doğum günlerinin ya..
O' nun da öyledir bilirim.


sadece sırtımı yaslamadım ben ona..
içkimi, sırrımı, kahkahamı, dahası ömrümün en güzel günlerini paylaştım.
lanetli kedilerle, sabahın köründe ağladım. şişelere düştü dileklerimiz.
denizi, doğumu, ölümü paylaştım.

hani azıcık üzülse, içiniz kıyılan insanlar vardır ya.
işte benim için o değerde biri doğdu bugün.

Kasım 11, 2008


bugün ilk defa lanet bir yerde yaşıyormuşum hissine kapıldım.
üzüldüm saatlerce. nefret ettiğim bir iş olarak, otogardan sevdiğim birini yolculadım.

is kokusunda sokakların, ayrık suretlere şaşkın bakakaldım.


günler eskisinden de çabuk geçiyor artık.


it gibi zağar gibi koşmak geldi kalbimden.

sarhoş olayım istedim, param yetmedi. lanet ettim.

ağladım, burnum aktı.


ağladım, maskaram maskaraya çevirdi yüzümü.


çokluk acılar geçti dış kapıdan, aldırmadım.


güldüm;
güldün,
ağladık sonra.

Kasım 02, 2008

velhasılıkelam..


can sıkıntısı ne fenaymış.
sabah ezanıyla beraber kedilerle yürürken.

çiftçi arabası toros' tur, kremdir rengi, köyler uzak ve sessizdir.
otostop gece çekilir, ama dostun 3. süne ihtiyaç duyulur.
eksiklik vazgeçirir.


kayan yıldız mı yoksa uzay mekiği mi?
bilemedim.
sonunda var gücümle candan öte birine teslim ettim.

canı acıdı, aynı cümleleri düşündük ve acı acı gülümsedik.

çalıntı viski şişeleri..

karamel tadı.

ağdalı günler boyu geçmiyor burada sessizlik.
...
kıramıyorum, üzgünüm.
yapamıyorum, kızgınım.
....
inan,
bir önemi vardı elbet.

ağır ama tok tadın.
gözgöze geldikçe yutkunamadım.
an birdi ve geçti.
inan, sonrasının bir önemi yok.