Nisan 18, 2008

ne oldu şimdi..



anlatayım,

can dediğim birinden bıçak kesiği gibi uzak kaldım.
yitip gitti adeta dostça kurduğumuz cümlelerin aurası. birine dostane anlamlar yüklemek, onu hemen her planına başkahraman addetmek, on canın varsa birini ona vermek..sarhoşsa sarhoş olmak, ağlıyorsa oturup ağlamak ve gülüyorsa karınlarda sancı, yanma..
derken itiraf..ve şok!

nedir ki? iki dudak arasından çıkacak kelime, ne kadar endişe uyandırabilir ya da ne kadar onure edebilir; aşık olunmak..
nefes almak kadar insanca, dostlar birbirine aşık olamaz diye bi kural yok, evet. ilişkilerde esas olan dürüstlükse bu da kabul edilebilir bir itiraf, müteşekkirim.
sorun olan bundan sonrası..

diğerlerini hep boşverdik, kimin ne dediği umrumuzda değil, di mi?
ama daha şimdiden anladım ki hiç bir cümle birbirimize sarfettiklerimiz kadar can yakmayacak bundan sonra..artık t.şak muhabbeti yaparkenki vurdumduymaz tümceler yerini kontrollü kelime gruplarına bıraktı. hani gündelik, öylesine cümleler bile içine girdiğimiz bu mudil durumda canımızı yakmaya başladı.

ve yine anladım ki düşünmeden konuşmak iki kere yasaklandı..

düz bakmak yerine daha derin düşünmek ya da düşünmek yerine, zamana bırakmak..
zaman, en klişe lafı dönemin
ve yine yeniden içten içe kulak tırmalamakta.

olsun, bir an önce bi kaç yıl geçsin, 3 sene felan..

herkesin başka hayatlara yollandığı ama hala 'dost' kaldığı zamanlar gelsin.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

tefsir