Kasım 22, 2009

İki Dil Bir Bavul



-Anlamıyorsunuz değil mi? İyi ben de sizi anlamıyorum zaten, napıcaz?

Yeni mezun Türk öğretmen Emre' nin, doğuda bir Kürt köyüne tayini ile yaşananlar üzerine.
Türkçe' yi ikinci bir dil yani anadilden sonra yabancı dil olarak benimsemeye çalışan insanlar arasındaki 1 yılın özeti.

Demirci Köyü' nün ana dili Kürtçe olan çocuklarına, birleştirilmiş sınıflarda, ''Hayat Bilgisi'' mi öğretilir ''Dil Bilgisi'' mi? Farklı dilleri konuşan ve aralarında açık ara eğitim farkı bulunan insanlar için, ''İletişim'' ne kadar zor olabilir sizce?

Kast ettiğim, yalnızca okul eğitimi değil, yoksunluktan doğan öğrenimsizlik aynı zamanda.
En basit tanımıyla cevizin ne olduğunu bilmeyen bir çocuğa (problem1), cevizi bilmediği bir dilde anlatmak (problem2). İçinde barınan dinamikler ve bilinmeyenler çoğaldıkça büyüyen bir denklemdir bu. İhtiyaç olunan en doğal metaların (ayakkabı, kalem, çamaşır makinesi vs) karşılanamaması sebebiyle ''Çağın Gerisinde'' kalmak.. Aynı ülke sınırları içerisinde, aynı devletin vatandaşı olup, iki farklı kültürün, dilleri farklı insanları olarak, ayrımı en çetin şartlarda neredeyse çağ bazında
yaşamak.

Hayal gücünüzü zorlamak istemem, zira herkesin anlamlandırabileceği bir durum değil?
Çözmeye çalışmadan önce ''anlama'' gerekliliğini hissetmek gerek.
Söylemeye çalıştığım, uzun-kısa var olan tüm sorun ve ayrımlara eleştirel bakabilme yetisi gerekliliği.
Birey olarak ''bir başkasının gerçeğini'' anlayabiliyor muyuz?
Kabul edebiliyor muyuz demedim. Anlayabiliyor muyuz?
Doktor bile teşhis koymadan önce şikayet dinler.
Siz dinlemek nedir gerçekten biliyor musunuz?

Peki dinlemediğiniz, dolayısıyla anlayamadığınız bir insanın başınızı ağrıtan sorununu nasıl anlamlandırabilirsiniz?
Eğer yap(tır)ım gücüne sahipseniz, dinlemediğiniz insan için ne yapabilirsiniz?

Bu insanlar büyür-gelişirken, yaşadığı ayrımı kendinden sonrakilere öğretirken,
sesleri garp duvarına çarpıp şark dağlarında cereyan edince;
doğuştan gelen farklar sebebiyle, sonradan verilen benimsenememiş eğitim-öğrenimini,
temel hak ve ihtiyaç yoksunluğundan doğan hazımsızlığını içsel savaşlara dönüştürünce...

Orhan Eskiköy ve Özgür Doğan' ın yönetmenliğini yaptığı, Horoz Kentli Emre ile Demirci köyünün güzel bakan çocuklarının oynadığı film: İki Dil Bir Bavul.
Filmdeki okul, ataması yapılan öğretmen ve öğrenciler kurmaca değil tamamen gerçek.

Acıma duygusu değil, rahatsızlık uyandıran bu film;
Kürt Dili ve Kürt toplumu üzerine düşünülenleri, doğru sanılan ve aksini kabul etmeyen tüm negatif yaklaşımları alt üst eden, belgesel niteliğinden uzak, gerçek bir yapım.




İzleyin, izletin.

2 yorum:

  1. bu bir koşul yaşamak ve yaşatılmak zorunda olduğumuz. biz ki öss de bunlar nasıl buraya geliyor derken dilimizi bile bilmeyen insanların varlığının farkında değilmişiz. kendimi irite ettim.

    YanıtlaSil
  2. ''Birey olarak ''bir başkasının gerçeğini'' anlayabiliyor muyuz? ''

    sanırım yazının da, filmin de özeti bu. öyle güzel anlatmışsın ki. mutlaka izleyeceğim .

    YanıtlaSil

tefsir